Avrupa Gönüllü Hizmeti (AGH), Uluslararası Etkinlikler

Sümeyye’nin, İtalya’daki AGH Deneyimi

Pandeminin ortasında başka ülkeye mi gidilir, emin misin, geri dönmek istesen napıcaksın?

Bunlar buraya gelirken karşılaştığım soruların sadece birkaçı,tamamı bile diyemem.

Üniversitede İtalyan Dili ve Edebiyatı lisede ise yabancı dil okumuş birisi olarak bu seneye kadar daha önce yurtdışı tecrübem olmadığı için kendimi yıllarca antrenman yapıp hiç maça çıkmamış bir futbolcu gibi hissettiğimi söyleyip duruyordum yakın çevreme. Geçen sene yazında mezun olduktan sonra hemen iş bulup kendimi yetişkin hayatının içinde buluverdiğim günlerde içimi kaplayan bu istek daha da büyümeye başladı ve kendimi Google’da Erasmus+ programı tam olarak ne demek, ben bu imkanlardan faydalanabilir miyim diye araştırma yaparken buldum.

Yıllarca çevremden duyduğum ve sürekli aklımın köşesinde duran ama aynı zamanda sürekli de erteleyip durduğum gönüllülük projeleriyle alakalı biraz bilgi sahibi olduktan sonra gerekli olan Cv ve motivasyon mektubumu hazırladım ve sonra açıkçası gözüm kapalı birçok projeye başvurdum denebilir. Bu noktada çoğu kişi bu durumu şansla nitelendiriyor olsa da daha çok başvurduğunuz projenin size uygun olup olmaması, karşı taraftaki kurumun aradığı gönüllü profiline ne kadar uyup uymadığınız gibi faktörleri göz önünde bulundurarak hazırlanan Cv ve motivasyon mektubunun size yardımcı olma ihtimali şanstan daha fazla diyebilirim. Ayrıca eğer aranızda daha önce herhangi bir projede yer almamış olanınız varsa bunun kabul edilme sürecinizde bir engel olduğuna inanmamanızı tavsiye ederim çünkü bizzat kendimin de daha önce herhangi bir deneyimi yoktu. Önemli olan sahip olduğunuzu düşündüğünüz potansiyeli ve bu alanda kendinizi nasıl konumlandırabileceğinizi, bu projeye neden katılmak istediğinizi ve buna ne kadar istekli olduğunuz gibi kısımları kafanızda netleştirip bunu aktarabilmekle alakalı.

 

Ben de kendi niteliklerime ve dahil olmak istediğim/ olabileceğim projelere yöneldikten kısa bir süre sonra başvurmuş olduğum bu projeden kısa zaman içinde dönüş aldım. Projeye başvurduğunuz esnada gönderici kuruluşunuz olmasa da daha sonrasında öğrendiğim kadarıyla internetten kısaca aratıp bu programlar için size yardım edecek dernekler bulabilir ve başvurunuzda bunu belirtebilirsiniz. Ben başvuru dönemimde bu noktayı atlasam da daha sonrasında ev sahibi kuruluşun yardımıyla kendi gönderici kuruluşum olan ‘’Gençlik Çalışmaları Derneği’ne’’ ulaşmış bulundum. Yaklaşık 6 yıldır Gençlik Çalışmaları alanında faaliyet gösteren, yerel ve uluslararası projeler sayesinde gençlerin sağlıklı, kültürlü ve aktif bireyler olarak topluma katılmalarını destekleyen projeler düzenlemekte olan derneğin mart ayında düzenlemiş olduğu ‘’ Kariyer Yönetimi Eğitmen Eğitimi” ne katılarak ben de kendileriyle tanışma şansı buldum ve bu projeye başlamadan önceki ilk Erasmus+ deneyimimi burda edindim. Pandemi süresince yaşadığım kafa karışıklıkları ve tüm sorularıma rağmen bana bıkmadan yardımcı olup süreci kolaylaştırdıkları için de kendilerine ayrıca teşekkür ederim.

Pandemi süresinde gönüllü olmak mümkün mü derseniz, ulusal ajanslar projelerin yapılmasına müsade ettiği müddetçe karar biraz size bırakılıyor demek mümkün. Bu süreçte aktivitelerin pandeminin seyrine göre değişiklik gösterebileceğini, durumun gidişatına göre bulunduğunuz ülkede online olarak faaliyet göstermeniz gerekebileceğini ve durumla alakalı sorumluluk aldığınızı belirten bir takım belgeler imzalamanız gerekebiliyor. Ben de buraya gelişim için son eksikleri tamamlayarak bir şekilde ağustos ayının ilk haftasında buraya varmayı başardım.

Bugün bu satırları burada geçirdiğim 3. ayın ortasında yazıyorum ve şimdiye kadar hem çok fazla şey yapmış hem de daha yeni gelmiş gibi hissediyorum.

Gönüllü olduğum dernek İtalya’nın güneyinde bulunan Puglia bölgesinde Orta Nova isimli küçük bir kasabada yer alıyor. Genel olarak workshoplar, yerel kültürel aktiviteler ve gençlik değişim programları gibi faaliyetler yapan derneğe bu aralar sosyal medya için hikaye ve postlar hazırlanması, zaman zaman yeni içerikler üretilmesi konusunda destek veriyorum.

Aynı zamanda yarım gün gönüllülük kapsamında burada kilise tarafından desteklenen ve ihtiyaç sahipleri için sıcak yemek çıkaran, aileler için gıda ve giyim desteği sağlayan Mensa ve Caritas’ta çalşıyoruz. Yine kendileri de gönüllü olarak Mensa’da çalışan Maria ve Brigida sayesinde yapılan yemeklerden birkaç ipucu yakalama şansım olurken bulunduğum bölgedeki olayları, yaşanan şeyleri ilk ağızdan duyma imkanı da buluyorum. Bilirsiniz, mutfak sohbetlerinin tadı bir başkadır. Sanırım İtalyan kültürünü ‘’mutfağında’’ öğrenmek de böyle birşey.

Bulunduğum bölgede temel geçim kaynağı tarım ve bu sebeple kasabanın çevresi genellikle tarlalarla çevrili. Yine burada gönüllülük faaliyetleri içerisinde zaman zaman hem yöresel alışkanlıklar ve kültürü tanımak hem de yaşadığımız yeri buradaki insanlar gibi deneyimleyebileceğimiz bazı aktivitelerde bulunma şansımız oldu. Eylül ayı sonuna doğru ev sahibimiz ve birkaç işçiyle beraber burada brokoli ekimi tohumlarının birbirinden ayrılması gibi işler yaptık, benim favorimse yerli şarapların üretiminde kullanılan Üzüm toplama zamanıydı.

Ekim ayında ise buraya yakın başka bir şehir olan Bari’de bir derneğin düzenlediği başka bir Erasmus+ gençlik değişimi projesine katıldık. 4 farklı ülkeden katılımcıların bulunduğu projede ‘’Roleplay’’ kapsamında oyunlar oynadık, birçok gencin yer aldığı bu proje sayesinde şimdiden daha önce hiç bulunmadığım ülkelerden arkadaşlar edinmiş oldum. Umarım pandemiden sonra ilk durağım bunlardan biri olacak, söz verdim sonuçta.

Sonuç olarak, bulunduğum konuma dönersek İtalyancamı geliştirmek ve yurtdışı tecrübesi kazanmak için çıktığım bu yolculukta şimdiden bırakın İtalyanca’yı burda konuşulan ‘’dialektleri’’ anlamaya başladım bile,  kendimi artık buranın bir yerlisi gibi hissediyorum, konuşurken kullanmaya başladığım el hareketlerim de bunu kanıtlar nitelikte.

Her ne kadar pandemi döneminde olsak da,hayat bütün planları iptal ediyor diye düşünüp birşeylere yenik düşmek yerine, kendimizi,hayallerimizi ve planlarımızı yok saymadan belki biraz değiştirerek bu yeni düzenin içine sığdırmak gerekiyor. En azından yeni düzen algımız eskisi ve yenisi arasında bir denge sağlayana kadar. İnanmak başarmanın yarısı mı bilmem ama, bana epey yardımcı oldu denebilir. İnanmaya ve içimizdeki ilhamı korumaya devam ettikçe hayatında bize göz kırptığını görmüş biri olarak burada geçireceğim diğer sekiz ay ve bana açacağı kapılar, perspektifime katacağı yeni lensler için şimdiden sabırsızım. Orta Nova’dan sevgiler!

Related Posts