Avrupa Gönüllü Hizmeti (AGH)

Alp’in Polonya’daki ESC Macerası

Selamlar! Ben Alp, 22 yaşındayım. Polonya’nın Gdynia şehrine 1 yıllık gönüllülük projesine gittim ve size bu yazımda deneyimlerimi, projemi ve gönüllülük projelerinin öneminden bahsedeceğim.

Öncelikle benim projem sosyal medya ile alakalıydı, organizasyonumuzun sağladığı ekipmanlarla (kameralar, ışıklar, bilgisayar, mikrafon vb.) sosyal medyaya içerikler hazırladım. Içeriklerimizin içeriği genel olarak yapmış olduğumuz aktiviteleri, birlikte çalıştığımız organizasyonları tanıtma üzerineydi, ayrıca projelerimizi tanıtan grafikler hazırlayıp onları yeni gelecek olan gönüllülerimiz için daha anlaşılabilir, bilgi dolu parametreler oluşturdum. Bu çalışma sonucunda şuan da kendimi video, fotoğraf, marka/organizasyon tanıtan kısa filmler ve grafikler konusunda epey yetkin hissettiğimi söyleyebilirim çünkü kendimi geliştirebileceğim çok fazla şansım oldu, birçok projeyi tek başıma veya bir ekip arkadaşımla en hızlı ve verimli bitirebilmek adına yapmış olduğumuz toplantılar gelecekteki profesyonel hayatıma da çok güzel bir deneyim oldu.

Bu projem boyunca, tahmin edebileceğiniz üzere dilimi çok geliştirdim. Ofis ortamında, arkadaş ortamında ve diğer sosyal ortamlarda konuşmak ‘’zorunda’’ olduğun o yabancı dil ile her geçen gün çok daha farklı cümle yapıları, kelimeler kullanıp kendini çok daha iyi bir şekilde ifade edebildiğimi farkettim. Dil bir yana, kendimi bu tüm ortamlarda kişisel olarak da çok geliştirdiğimi söyleyebilirim. Çok fazla farklı milletten insan ile tanışma fırsatım oldu, gerek projemdeki diğer gönüllü arkadaşlar gerekse organizasyonumuzun düzenlemiş olduğu Youth Exchange etkinlikleri sayesinde. Bu tanışmaların ve edinilen dostlukların ardından ufkumun genişlemesi, farklı kültürleri tanımanın ve yeni şeyler öğrenmenin bana kattığı en önemli şey kişisel farkındalık oldu. Hayatta neyden daha çok keyif aldığımı, ne tarz ortamların bana göre olup olmadığını ve geleceğimi nasıl şekillendirebileceğim hakkında çok şey öğrendim. Maalesef edindiğim tecrübelerin, yaşadığım şeylerin tamamını buraya yazmak mümkün değil fakat bizim dönemin gönüllülerin epey eğlenerek dinlediği, benim de elbette o günleri yaşarken epey keyif aldığım bir Norveç anımı anlatayım kısaca;

Öncelikle Gdansk’tan Norveç’e epey ucuz biletler bulabiliyorsunuz, benim aldığım gidiş dönüş bilet o zamanın kuruyla (ağustos 2023) 240 TL’idi. Norveç’te tahmin edersiniz ki epey pahalı bir ülke olduğundan ve bende bir gönüllü olduğumdan ötürü, orada en ekonomik konaklama yolunu kamp yapmak olduğunu düşündüm ve bileti aldıktan sonra gideceğim Sandefjord şehrinde yaşayan insanları internet aracılığıyla bulup her birine mesaj attım ve çadır rica ettim. Sağolsun bir Ukrayna’lı abimiz bana çadırı verebileceğini hatta beni arabasıyla gezdirebileceğini söyledi, epey heyecanlanmıştım. Gdansk’tan uçağıma binip Oslo Torp Havaalanına vardığımda şehre giden otobüslerin gidiş dönüş uçak biletimden daha pahalı olduğunu farkedince otostop çekmeye karar verdim ve anında bir araba durdu. Duran arabanın sürücüsü Gdansk havaalanında yanlışlıkla çarpıp ‘’kusura bakmayın’’ dediğim kızın ta kendisiydi! Kız beni görünce bilerek durduğunu benim ‘’kötü’’ birine benzemediğimi çünkü ondan özür dilediğimi söyledi ve nereye istersem bırakabileceğini söyledi ve beni arabasına aldı. Şehre gittiğimde Ukrayna’lı abi benim konumuma gelip bana çadır, uyku tulumu gibi kamp malzemeleri verip gitti ve yarın buluşup beni gezdireceğini söyledi. Ukrayna’lı abimizin kamp için tavsiye ettiği konuma gittim, harika bir ormandı ve deniz manzaralıydı. Oraya vardığımda saat henüz erken olduğundan çadırı kurduktan sonra bi şehre inip geleyim dedim ve yürüyüşe çıktım, yürüdüğüm esnada da bana çok yakın bir konumda, ormanda, bir gitar sesi duydum ve sesi takip ettim. 2 arkadaşla tanıştım, ikisi de 30 larında ama genç insanlardı. Saatlerce muhabbet ettik ve beni evlerinde ağırlamak istediklerini söylediler. 4 gün boyunca onların evde kaldım, hep beraber harika vakit geçirdik! Ukrayna’lı abinin de beni arabasıyla gezdirdiği yerler epey iyiydi, Sandefjord’da bulunan hemen hemen tüm fiyortlara götürdü. Çok eğlenceli bir geziydi!

Gönüllüler arasında edindiğim harika dostluklar da oldu. Mentorum ile harika zamanlar geçirdim, mentorumla ve gönüllülerle beraber birçok gezi yaptık. Ev ortamımızda elde ettiğimiz aile ortamı muhteşemdi, haftada minimum 3-4 kere film gecesi yapıyorduk, oyunlar oynuyorduk, diğer gönüllü arkadaşlarımızı çağırıp parti düzenliyorduk. Tanıdığım her insan edindiğim her dostluk bana çok şey öğretti. Her biriyle halen iletişim halindeyim ve bu hep böyle devam edecek gibi duruyor.

Uzun lafın kısası, bu projemden sonra anladığım şeylerden biri şu oldu ki; 18-30 yaş arasındaki her insan, bu aralıkta hangi yaşta olduğunuz farketmeksizin, mutlaka bu tarz bir projeyi hayatınızda en az bir kere deneyimlemeniz gerekiyor. Bana öğrettiği sayısız şeylerden ötürü, geleceğim için hayatımın temelini daha büyük bir mantık çerçevesi içerisinde atacağım, en basitinden bir yetişkin gibi yaşamayı, önceliklerimi, finans yönetimini, dostlukları, özdeğerlerimi çok iyi öğrendim. Bu yaşlarda öğrenilmesi ve önemli her ne varsa çok güzel bir şekilde deneyimlemiş olup ülkeme bambaşka bir Alp olarak döndüğümü düşünüyorum.

Bu tarz projelerin gerçekleşmesinde emeği geçen her kim varsa hepsine teşekkür ediyorum! Gelecekteki gönüllü arkadaşlarımıza da bol şans diliyorum. Bloğumu okuduğunuz için teşekkürler! 

Projeden fotoğraflar 🙂